-
1 fayda
по́льза, вы́годаfaydası dokunmak — быть поле́зным, приноси́ть по́льзу
fayda etmek / vermek — быть поле́зным, идти́ на по́льзу
fayda etmemek — быть бесполе́зным
bu da fayda etmedi — и э́то не помогло́
fayda etmez! — бесполе́зно!
faydasını görmek — а) получи́ть по́льзу; б) идти́ на по́льзу; извле́чь по́льзу
ne fayda? — кака́я по́льза?
-
2 kâr
kâr [kãr] s1) Gewinn m, Profit m\kâr getirmek/etmek Gewinn bringen/machenumulan \kâr imaginärer Gewinn\kâr etmek nutzen, nützen; ( etkisi iyi olmak) fruchtennasihat, tehdit hiçbiri \kâr etmedi Ratschläge, Drohungen, nichts hat gefruchtet [o genutzt]3) korkusu yanına \kâr kalmak mit dem Schrecken davonkommen
См. также в других словарях:
fayda etmemek — etkisi olmamak, işe yaramamak, yararlı olmamak Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
inme inmek — vücudun bir yerinde hareket ve hissetme kalmamak, felç gelmek Sağ yanına inme inmiş. Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler, kan aldılar ise de fayda etmedi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalıbı değiştirmek (veya dinlendirmek) — argo ölmek Hekimler epeyce çalıştılar, ilaç verdiler ise de fayda etmedi. Bir hafta sonra kalıbı dinlendirdi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük